Mamba Mentalitesi | Kobe Bryant

Serkan Sargın

Aşağıda yazılanlar efsanevi NBA fotoğrafçısı Andrew D. Bernstein ve Kobe Bryant’ın çıkaracağı kitaptan alıntılardır. Kitap Kobe’nin kişisel anılarıyla Bernstein’in ödül kazanan fotoğraflarını birleştiriyor. Kitap MCD Books tarafından 23 Kasım 2018 tarihinde çıkacak.

 

Andrew D. Bernastein/NBAE/Getty Images

 

Küçükken ilk kez gerçek basketbol topum olduğu zamanı hatırlarım. 

 

Elimde onu hissetmeyi çok sevmiştim. Topa o kadar hayrandım ki onu sektirmek ya da kullanmak

istemiyordum. Derisindeki pürüzleri ya da topun kanallarını mahvetmek istemiyordum.

O hissiyatı mahvetmek istemiyordum. 

 

Çıkardığı sesi de çok seviyordum. Top parkede sekerken çıkardığı tap, tap, tap sesleri.

Sesin sadeliği ve keskinliği. Öngörülebilirliği. Yaşamın ve ışığın sesi.

 

Bunlar basketbol topu, basketbol maçı hakkında sevdiklerimden bazıları. Gelişimimin ve

becerilerimde ustalaşmamın en temelindeki şeyler. Hayatımda yaptığım her şeyi yapma, verdiğim her şeyimi verme

ve kazabildiğim kadar derine kazabilme sebebim onlar.

 

Her şey en sonunda küçük bir çocukken o duyduğum tap, tap, tap sesine delicesine aşık olmama bağlanıyor.

 

Andrew D. Bernastein/NBAE/Getty Images

 

Genç bir oyuncu için, dengem sabit değil.

 

Duruşumuzdan başlayarak aramızdaki farka bakın. Michael belinden yukarısı düz bir şekilde duruyor. İki tarafa da eğilmiyor ve bu yüzden de dengede ve ortalı. Vücüdunun kontrolu onda, oyunun da.

 

Bunların hepsini benim savunmama kıyasla. Ön kolumu bana öğrettikleri gibi sırtına yaslayıp ağırlığı ona vermeye çalışıyorum. Maalesef bu yaptığım tek doğru hareket. Öne doğru yatıyorum ki büyük bir hata ve ona çok fazla baskı uyguluyorum. Bu tek başına yerçekiminin kuvvetiyle benim dengesiz olmama neden oluyor. Sonuç olarak, Michael tek bir sağ ya da sola dönüş hamlesiyle benden kurtulur ve kendisine şut atmak ya da beni geçmek için alan yaratır. Bu savunma gerçek anlamda kötü.

 

Neyse ki bu fotoğrafı 1998 yılında gördüm. Üstüne çalıştıktan sonra, duruşumu ve dengemi düzelttim. Bundan sonra, postta bana karşı oynamak çok daha zordu.

 

Andrew D. Bernastein/NBAE/Getty Images

 

Allen Iverson kısaydı ama aynı zamanda da olağanüstüydü.

 

Benim felsefem boy avantajımı kullanarak üstünden şut atmaktı. Farklı şeyler denememe gerek yok, bir yerlere gitmeme gerek yok, onu alt etmeye çalışmama gerek yok. Sadece üstünden şut atacağım çünkü rahatça potayı görebileceğim.

 

Bu söylediklerim şut atmak için hazırlanırken asla aynı olmuyor. Allen beni savunurken topu uygun yerlerde alırdım, orta mesafe post gibi hücum pozisyonlarında çünkü benim pas almamı engelleyemezdi.

 

Topu post gibi daha yakın yerlerde alamaz mıydım? 8 metre gibi mesafeden dribbling ile onu alt edemez miydim? Belki, fakat bu akıllıca olmazdı.

 

Topu postta almamaya çalışırdım çünkü Sixers öne çıkar ve beni tuzağa çekerlerdi. Her şeye göğüs gerip içeri kat etmeye çalışabilirdim ama o zaman da yardıma gelirler ve beni sıkıştırırlardı. Topu orta mesafe köşelerde ya da dipte alarak bu yapabileceklerinin etkisini azaltmaya çalışırdım çünkü öne çıkıp beni sıkıştıramazlardı ve onun üzerinden rahatça şut atabilmek için içeri kat etmeme gerek de kalmazdı.

 

Andrew D. Bernastein/NBAE/Getty Images

 

Liderlik stilimin yıllar geçtikçe değiştiğini söylemezdim.

 

İnsanları uğraştırmayı ve onları rahatsız hissettirmeyi seviyorum. Bu içebakışa ve o da gelişime sebep oluyor. İnsanları kendilerinin en iyi halini olmaya çalıştırdığımı söyleyebilirsin.

 

Bu anlayış asla duraksamadı. Değiştirdiğim şey ise oyuncudan oyuncuya bunu nasıl yaptığımdı. Yine insanları uğraştırdım ve onları rahatsız hissettirdim ama bunu her oyuncuya özel şekilde yaptım. Neyin kime nasıl etki edebileceğini görmek için çalıştım, nasıl davrandıklarına baktım. Geçmişlerini, amaçlarının ne olduğunu öğrendim. Neyin onları güvende hissettirdiğini ve en büyük endişelerinin ne olduğunu öğrendim. Bunları anladığım zaman, onların doğru sinirlerine doğru zamanda dokunarak içlerindeki en iyiyi çıkarmalarına yardım ettim.

 

Andrew D. Bernastein/NBAE/Getty Images

 

Her zaman karşıtlığı öldürmeye çalıştım. LeBron ve benim tartıştığımız ana konu öldürücü zihniyeti neyin oluşturduğuydu. Benim her bir antrenmana nasıl yaklaştığımı izledi, ben ona ve diğer hepinize meydan okudum.

 

Bir keresinde devre arasına darmadağın şekilde girdiğimizi hatırlıyorum. Devre arasında soyunma odasına gittim ve oyunculara sahada ne saçmaladığımızı, ne yapmaya çalıştığımızı sordum. İkinci yarıda LeBron çok ciddi şekilde cevap verdi- Tamamen baskın bir kafa yapısına büründü. O günden beri onu bu kafa yapısıyla görüyorum.

 

 

Bunlar da ilginizi çekebilir: